bengülçocuk
  ROBOT KÖPEK BİBO
 

 

 

ROBOT KÖPEK BİBO” (*)

 

                                               Hasan Akarsu

 

“Robot Köpek Bibo” eğitimci, yazar Mustafa Aslan’ın yeni çocuk kitabı. Yazarın çocuk kitapları içinde, “Maviş’in Serüvenleri Dizisi” de ilgi çekici. Ayrıca, “Sözcüklerin Dili Tutulunca” adlı öykü kitabı, “Aşk Sesini Arıyor Liselim” adlı gençlik romanı ve Orhan Kemal ile ilgili araştırma-inceleme kitapları da bulunuyor.

Yazar, “Robot Köpek Bibo”yu ve diğer oyuncakları kişileştirerek onları çocukların dünyasında yaşatıyor. Oyuncağın sahibi olan çocuğun, artık ondan bıktığı anlaşılıyor, Bibo da çocuğun ilgisizliğinden yakınıyor. Çocuk, Bibo’yu programlayıp ortalığa salıyor, kendisi bilgisayar oyunlarıyla zaman geçiriyor, internet arkadaşlarıyla söyleşiyor. Vahşi Kedi takma adını kullanırken, arkadaşı da Sürüngen adıyla söyleşiyor. Bu söyleşilerde, yalanın öncelikli olması, sanal dünyanın yapaylığını yansıtması bakımından önemli. Bibo, ondan rahatsız olduğunu dile getiriyor açıkça:”- Bu ne böyle? Küçük bir çocuğun elinde oyuncak oldum. Doğrusunu söylemek gerekirse bir oyuncağım. Ama bu kadarı da fazla…” (s.11) Bibo’nun gerçek bir köpek gibi yaşamak istemesi, düşünde kemik görüp onu saklaması, canı istediği zaman bulup yemesi özlem duyduğu bir şey. Kendini herkesten yükseklerde görmesi, topal, yaşlı bir kadını korkutup düşürmesi acımasız yönünü yansıtıyor. Elma ağacındaki serçeyi tutup incitmek istemesi, başaramayınca yenilgiyi benimsemesi, evdeki diğer oyuncakları küçümsemesi önemli özelliklerinden. Anlatıcı onun bu yönünü şöyle değerlendiriyor:”Evdeki oyuncaklar Bibo’nun şakalarından hiç hoşlanmazlardı. Bunlara şaka demek belki de yanlış olurdu. Oyuncakların en rahat olduğu zamanlar, Bibo’nun uyuduğu ya da bahçede olduğu zamanlardı. Yaşlı kadına yaptığının daha beterini evdeki oyuncak arkadaşlarına yapardı…” (s.20) Bibo bahçeye çıktığında, trene binen diğer oyuncaklar ev içinde güzel güzel oynuyorlar, trene binen kedi, bebeğiyle konuşuyor vb.

Satılmadan önce mağazadan tanıdığı arkadaşları Bibo’yu mağazaya çağırıyorlar. O da gece bekçisi İbrahim’i ve gizli kameraları yanıltıp içeriye girmeyi başarıyor. Zıpzıp, Kibar Fare, Sarı Civciv, Dede Panda, Beyaz Uçak, Siyah Kale ile buluştuğuna seviniyor. Aralarında mani yarışması düzenleyip eğleniyorlar. Bibo, mağazaya kamyonla ilk getirildiği günü, onu çalıştırmayı öğretmek için fabrikadan gelenleri anımsıyor. Oyun sırasında arkadaşlarını üzüyor yine. Eve dönerken de trafik kazası geçiriyor ve kendini bahçede buluyor. Sol ayağı yerinde yok. Sol ayağını, gece bekçisi bulup getirince çok seviniyor. Yine de topallamaktan kurtulamıyor. Diğer oyuncaklar, onun bu durumuna üzülüyorlar. Bir çocuğun ona “Topal Robot” adını taktığını duyunca ağlıyor. Arada bir düştüğünde arkadaşları gelip kaldırıyor, yardımcı oluyorlar. Bibo, onların bu yardımseverliğini görünce, önceden yaptıklarından pişmanlık duyuyor:”Oysa bugün kendisinin ayağı sakattı. Hiçbir kimsenin eksiğinden dolayı onunla alay edilmemeli, küçük düşürülmemeliydi. Herkesten, yaptığı bütün olumsuz davranışları için özür diliyordu._ Herkesten özür diliyorum, diye mırıldandı…” (s.54)

Bibo’ya çarpan arabanın sahibinin onu bulup özür dilemesi, onarım giderlerini karşılaması olumlu örneklerden biri. Sol ayağının fabrikadan getirildiği haberi gelince, sevinçten bütün gece gözüne uyku girmiyor Bibo’nun: “Evdekiler:_Bu köpeğe neler oluyor? Durmadan bizleri yalaması da neyin nesi oluyor, diye birbirilerine sordular. Bibo için zaman geçmek bilmiyordu. Ah bir sabah olsaydı. Robot tamircisine gitseydiler…Bibo’yu uyku tutmuyordu. Sağa döndü uyuyamadı. Sola döndü uyuyamadı. Olmadı. Yüze kadar beşer beşer saydı. Olmadı. …Uyuyamıyordu. Yüze kadar birer birer saydı…Birer birer bine kadar saydı. Bibo, sabaha kadar sevinçten uyuyamadı.” (s.63)

 
  20535 ziyaretçi (33601 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol